Türkiye, tarım sektöründe üretim açısından büyük bir yere sahiptir. Ülkemizde görülen iklim koşulları, üretimdeki çeşitliliği olumlu yönde etkilemiştir. Özellikle üretilen ürünlerin geniş bir yelpazeye sahip oluşu, üretim ve verimlilik açısından önemlidir. Tarım sektörü sadece ülkemizde değil dünya genelinde uygulanan bir sektördür. Özellikle insanın temel ihtiyaçlarından biri olan gıda ihtiyacının giderilmesi için, tarım bir gerekliliktir. Tarım sektörünün geçmişi çok uzun zamanlara dayanır. Neredeyse insanlık geçmiş kadar etkidir. İnsanlar tarım yapmaya ne zaman başlamışlar biliyor musunuz? Bilenler cevabı verdi bile. Bilmeyenler için kısaca anlatalım.
İlk insanlar, gıda ihtiyacını hayvanlardan ve doğada bulduğu bitkilerden gidermekteydi. Herkes ihtiyacı kadar yiyor, fazlasına dokunmuyordu. Ancak nüfusun çoğalmaya başlamasıyla birlikte insanların doğadan giderdiği gıda alanları azalmaya başladı. Bu durum zamanla insanlara yetmeyince, insanlar kendi ürünü üretme kararı verdiler. Yani kısaca doğada bulunan besinlerin yetmemesinden kaynaklı tarım yapılmaya başlanmıştır.
Tarımla uğraşan ilk insanlar, çeşitli aletlerle toprağı işlemeye başladılar ve tarıma ilk adımlarını attılar. O zamanki imkanları göz önünde bulundurduğumuzda aletlerin sınırlı ve pek de işlevsel olmadığını söyleyebiliriz. Ancak o zamanki iklimsel koşullar ve insan nüfusu düşünüldüğünde , tarım aletlerinin en azından üretim yapacak kadar donanımlı olduğunu söyleyebilir.
İste tarım sektörü bu şekilde ortaya çıktı ve günümüze kadar geldi. İnsan yaşamının devam edebilmesi için üretimin devamlılığı önemlidir. Bu nedenle tarım sektöründe sürekli olarak yenilikler ve güncellemeler meydana gelir. Tarım sektörü ilk oluştuğundan bu yana tarımdaki uygulamalar ve kullanılan aletler, pekçok değişime uğramıştır. Ancak tarım sektörü tek bir amaca hizmet eder. O da kaliteli ve verimli bir üretim süreci geçirmek ve kaliteli ürünler üretmek. Özellikle tarımda makineleşme sürecine geçilmesiyle birlikte, tarımdan alınan üretim miktarında artış olduğu söylenebilir.
Dünya nüfusu her geçen gün daha da büyüyor. Bugün dünyada bulunan insan sayısı, 28 Mayıs 2021 tarihli güncelleme ile 7.870.825.000’dir. Bu kadar insanın gıda ihtiyacının karşılanması kolay değildir. Bu nedenle tarım sektöründe de hızlı üretime geçilmeli, ürünler seri bir şekilde üretilmelidir diğer türlü dünya da açlık olgusu baş gösterebilir. Dünya üzerinde bazı bölgelerde hala açlık en büyük problemlerden biri olan gündelik hayatı etkilemeye devam ediyor. Bu nedenle tarım sektörünün önemi bir kez daha gözler önüne serilmiş oluyor.
Tarımsal uygulamaların zaman içinde değiştiğini söylemiştir. Tarımda her geçen gün daha pratik ve daha üretici olmanın yolları aranmaktadır. Tarımda uygulanan uygulamalar ve yöntemler geliştirilip, daha hızlı üretim sağlanmaktadır. Ancak bazı uygulamalar, verimi arttırmanın yanı sıra aynı zamanda tarım sektörüne zarar vermeye de başlamıştır. Bu zarar anlık olan ve bir anda ortaya çıkabilecek bir şey de olabilir, zamanla kendini de gösterebilir. Özellikle bilinçsiz tarım uygulamalar, ilaçlama sektörü ve kimyasal gübre kullanımı bu süreçte önemli etkiye sahiptir.
Artık günümüzde insanlar kimyasal destekli yetişen besinler yemek istemiyor. Çünkü bunun sağlığa büyük zararı var. Toprakta yetişen bir bitki besin ihtiyacını nasıl ki topraktan alıyorsa, insan da yedikleri doğrultusunda besin ihtiyacını karşılar. Topraktan yeterli besini alamayan bitki ya solar ya da yeterli verimi sağlayamayabilir. Ya da kimyasal destekli büyütülerek olgunlaşması gereken zamanın daha öncesinde olgunlaşır gelişir. Bu anormal durum insan sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Ayrıca bu durumun sadece insan sağlığına değil ekolojik dengeye de büyük zararları dokunmaktadır. Bu nedenle gündeme tarımın ilk zamanlarında var olan katıksız ve kimyasalsız organik tarım fikri gelmiştir.
İnsanlar, özellikle tüketiciler son zamanlarda organik tarıma odaklanmış durumdalar. Tüketicilerin bu yoğunlanışı aynı zamanda üretimde de organik tarım fikrini gündeme getirmiştir. Bu nedenle organik tarım artık merak edilen ve insanların cevap beklediği bir alan olmuştur. Üreticimiz kimyasal tarımın nasıl yapıldığı sorusunu sorarak merakını gidermeye çalışmaktadır. Organik tarımda yapılan uygulamalara geçmeden önce organik tarımın ne olduğu hakkında üreticimizi bilgilendirmek gerekebilir.
Gelin birlikte organik tarım ne anlama geliyormuş birlikte cevap bulalım.
Organik tarım, kısaca şu şekilde özetleyebiliriz. Yapılan tarımsal üretimde verimi arttırmak için kullanılan kimyasal içerikli ilaç ve gübrelerin kullanımını en aza indirgemek hatta mümkünse hiç kullanılmamasıdır. Tarımda verimi arttırmak için kullanılan gübre ve ilaçlar hem ürüne hem insana hem de doğraya zarar vermektedir. Ama bu durum göz ardı edilerek tarım sektöründe, kimyasal içerikli ilaçlama ve gübreleme çalışmaları devam etmektedir. Ekolojik sistem, yapılan kimyasal yüklemelere karşı artık kayıtsız kalamıyor. Doğanın işleyişinde bozulmalar meydana gelmeye başladı. Özellikle bazı hayvan türlerinin yok olmaya başlamasından kaynaklı olarak bu tür durumların yaşanmaya başlanması söz konusudur. Kimyasal içerikli ilaç ve gübre kullanımı, insan ve doğa sağlığını tehdit etmeye başlamış hatta olumsuz etkileri gözler önüne serilmektedir. Doğa ve insan dengesinin tekrar sağlanması, sağlıklı bir hayat sürdürülmesi için, alternatif olarak organik tarım uygulaması gündeme gelmiştir.
Organik tarım, öncelikle bilinçsiz bir şekilde gerçekleştirilen tarım uygulamalarını geride bırakmayı önerir. Çünkü ilaç ve gübreler kadar yanlış yapılan tarım uygulamaları da doğal dengeyi bozan bir durumdur. Bu nedenle insan ve doğa yaşamını tehdit edebilecek yanlış tarım uygulamalarından kaçınmak gerekir. Bunun için öncelikle yeraltı su kaynaklarının kontrollü bir şekilde kullanılması gerekir. Çünkü yeraltı su kaynakları sadece tarımsal faaliyet için değil doğadaki diğer bitki ve hayvanlar içinde önemli bir yere sahiptir.
Bunun yanı sıra çevrede oluşabilecek kirlilik, toprakta ve bitkide bozulmalara yol açabilir. Bu durumun yaşanmaması için tarımsal üretimi gerçekleştirirken bu durumdan kaçınmak gerekir.
Bu durumların yanı sıra üretimi ve verimi arttırmak, kaliteyi yükseltmek amacıyla kullanılan kimyasal ilaçlar ve gübreler kullanılmaması tercih edilmelidir. Özellikle gübre kullanımında organik gübre, kimyasal gübreye alternatif olarak kullanılabilir.
Organik tarım, aynı zamanda ekolojik tarım olarak da bilinmektedir. Dünya genelinde organik tarım yapan ve bunu tarım uygulamasında sistematik hale getiren ülkeler bulunmaktadır. Örneğin, Almanya, İsveç ve Norveç gibi ülkelerde kurulan kurumların adında bile ekolojik ya da organik kelimesi yer almaktadır. Ayrıca İsviçre, Avusturya, İtalya ve Fransa gibi ülkeler alternatif olarak biyolojik tarımı tercih etmektedir.
Organik tarım fikri, dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yerini alan ve uygulanan bir yöntem olarak tarım sektöründeki yerini almıştır. Özellikle genleriyle oynanan, GDO’lu besinlerdense, organik yollarla üretilen besinler insanlar tarafından daha fazla tercih edilmektedir.
Doğa ve insan sağlığı için organik tarımın iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Çünkü organik tarım uygulaması ile üretilen ürünler bünyesinde kimyasal bulunmayan, büyüme ve gelişme sürecini bitkinin kendi belirlediği bir sürece işaret eder. Organik tarım uygulaması ile, doğada bulunan canlıların yaşamlarını olumsuz yönde etkilemeden üretime devam edebilir. Ekolojik dengenin bozulması ileriki süreçte ilaçla ya da gübreleme ile telafi edemeyeceğimiz büyük yıkımlara sebep olabilir. Bu nedenle geri dönüşü olmayan uygulamalar yapmadan, doğanın dengesini bozmadan ve sağlıklı yaşamı kaybetmeden üreticimizi organik tarım konusunda bilinçlendirmemiz gerekmektedir. Organik tarım uygulaması dünya sağlığı için önemlidir.