Türkiye tarım yapmaya uygunluğunda pek çok ülkeye göre daha avantajlı konumda. Her bölgede farklı bir ürün yetiştirilmesi ve aynı anda farklı mevsimleri yaşayan ülkemiz sınırları gıda yetiştiriciliğinde dünya genelinde önemli bir noktaya sahiptir. Yaz-kış tarım faaliyetlerinin sürdürülmesi, seracılık alanındaki gelişmeler tarım sektörünün canlanmasında önemli olmaktadır. Tarım uzmanı Mine Ataman’ın da konuşmalarında Avrupa ülkelerindeki enerji krizinden doğan problemlere dikkat çekerek konuşmasında yer verdiği gibi; “Türkiye üretime talip olursa, problem giderildiğinde pazarı sahiplenir, gelecek 10 yılda dünya tarımının ve ticaretinin yıldızı olur.” Ataman bu sözleri ile Türkiye’nin sahip olduğu avantajlı konuma dikkat çekmektedir. Avrupa ülkelerinde yaşanan enerji krizi sebep gösterilerek üretimi azaltıldığı günümüzde bu durumu kullanabilen ülkelerin büyük başarı elde edeceği ön görülmektedir.
Gıda ihtiyacı ve kaynakların azalmasının dünya gündeminde her gün daha fazla yer alması tarım sektörünün canlandırılmasına yönelik ihtiyacı vurgular niteliktedir.
Tarım Sektörü Salgın Hastalıklar ve Enerji Krizinin Etkileri Altında
Salgın hastalıklar, enerji krizi ve dünyanın farklı ülkelerinin arasında yaşanan diplomatik krizlerin en çok etkilediği alan tarım sektörü olmaktadır. Özellikle enerji krizi tarım çalışmalarında ciddi azalmalara sebep olmaktadır. Canlı yaşamı için besinin değeri göz önünde bulundurulduğunda ise bu durumun önemi daha da ciddi görünmektedir. Peki, Türkiye avantajlı olduğu noktaları iyi kullanabilir ve bu durumu kendi lehine çevirebilir mi? Uzmanların görüşlerine göre tarım alanında sahip olduğumuz tecrübe ve iş gücü ile bu alanda kolaylıkla sıyrılabilir ve dünyanın tarım üssü konumuna gelebiliriz.
Son dönemde yaşanan Rus-Ukrayna savaşı dünya gündeminden düşmeyen haberlerden biridir. Savaşların en büyük etkisi de ülke ekonomisi üzerinde görülmektedir. Farklı ülkeler arasında yaşanan bu kriz çözümlenmediği süre boyunca insan yaşamanın sürdürülebilirliği de tehlike altına girmektedir.
Türkiye’nin dış politikada son derece sağlam adımlar attığının altını çizen Mine Ataman; Nükleer enerji santrallerinin gelecek dönemlerde bize büyük fayda sağlayacağını belirtmekte ve gelişen teknoloji tarım sektöründe de verimli bir şekilde kullanıldığında tarım alanında öncü ülkelerden olmamız olasılığının altını çizdi.
Yerli Üretim ile Yolculuğumuzu Güçlendiriyoruz
Akıllı tarım uygulamalarının hız kesmeden sürdürüldüğü günümüzde biyoteknoloji çalışmalarına hız kazandıran ülkelerin avantaj elde edeceği vurgulanmaktadır. Geçmişte dünyanın en önemli konumu görevi gören ipek yolu sayesinde Türkiye konumunu daha da sağlamlaştırıyor. Rusya-Çin-Türkiye hattı üzerinden ilerleyen ipek yolu Rusya’nın diplomatik sorunları sebebiyle Türkiye’ye yönünü çevirmiş durumda. Bu noktada iç işlerde ise devlet destek ödenekleri büyük önem kazanıyor. Kırsal alanlarda ve tarım sektörüne yapılan yatırımların her birinin bu yolculukta anlamı büyüktür.
Tüm bu yaşananlara ek olarak yerli üretim çalışmalarına da hız kesmeden devam ediliyor. Her yıl düzenlenen tarım günleri kapsamında bu yıl Volkan ve Selçuk Bey tohumları ilk defa çiftçilere tanıtıldı. Tarım alanında yerli üretime desteğin artırılması dünya genelindeki bu alanda yer alacak konumumuz üzerinde olumlu etkileri görülmektedir. Buna istinaden her yıl yerli üretime önemin vurgulanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
